Hangi vicdana sığıyor bir canlıya, bir havyana zarar vermek, eziyet etmek. Hem de ölesiye!

Son günlerde hatta son yıllarda hayvanlara yönelik şiddet ve diğer çirkin olaylar öylesine arttı ki insanlığımızdan yaşadığımız çağdan utanır olduk.

Halbuki bizim dinimizde ve tarihimizde hayvan sevgisi bambaşkaydı.

Peki geçmişimizde hayvan sevgisi nasıldı? İnsanlık nereye gidiyor?

YILMAZÇELİK: HAYVAN SEVGİSİNİN TOPLUMUN İÇERİSİNE YERLEŞMESİ LAZIM

Fırat Üniversitesi Tarih Bölümünde Yakın Çağ Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Profesör Doktor İbrahim Yılmazçelik, “Osmanlı Devleti şimdiki tabiriyle hayvan hakları dediğimiz hakları bir şekilde bunu hem devlet olarak hem de millet olarak uygulamış. Nitekim mesela daha 1502’li yıllarda Sultan Beyazıt 2. Beyazıt döneminde hayvanların ağır yük taşımaması, özellikle atların, katırların ağır yük taşımaması noktasında atılan adımlar var. Hayvan sevgisinin sadece devlette olması önemli değil. Aynı zamanda bu toplumun içerisinde yerleşmiş olması lazım ki bunun sonuç vermesi lazım. Osmanlı Devleti’nde belki de dünyada ilk modern hayvan hakları beyannamesi sayabileceğimiz beyanname 1587 yılında 3. Murat zamanında neşredildi ve burada mesela hayvanların, yük hayvanlarının nasıl kullanılacağı, bunlara eziyet edilmemesi, eziyet edilmesi halinde ne gibi cezalar verileceği hakkında çok önemli bilgiler var.  Ecdadımız hayvanlara gerekli olan sevgiyi, hürmeti göstermiştir. Ama şunu hiçbir zaman unutmayalım ki bunun temeli de yine insan sevgisidir. Bu insan sevgisinin temeli de İslam dininden gelmektedir” ifadelerini kullandı.

AYDIN: PEYGAMBERİMİZ HAYVANLAR ZARAR GÖRMESİN DİYE ORDUNUN YERİNİ DEĞİŞTİRMİŞTİR

Elazığ Müftüsü Selami Aydın ise, “Evrensel dinimiz olan İslam dininde 1400 sene evvel hem yüce kitabımız hem de Resulallah S.A.V. Efendimiz bu konuyla ilgili bizlere vazifeler yüklemiştir. Hayvanları biz bir kenara bırakamayız. Kur’an-ı Kerim’de cenap-ı hak onlar da sizin gibi bir topluluktur diyor. Onların da yaşama hakkı var. Peygamberimizin hayatından başlayalım. Peygamberimiz S.A.V. Medine’den Mekke’ye giderken 10 bin kişilik bir ordu var. Yolda giderken çok af edersiniz bir köpek yeni yavrulamış. Rasulallah Efendimiz bunun başına bir nöbetçi dikiyor. Diyor ki burada dur ve bu ordunun, bu insanların bunlara zarar vermesini engelle diyor. Ordunun yolunu değiştiriyor Peygamberimiz. Hayvan zarar görmesin diye. Yeryüzündekilere merhamet edin ki gökyüzündekilerde size merhamet etsin. Dolayısıyla biz hayvanlara gerektiği şekilde muamele etmek bizim boynumuzun borcudur” şeklinde konuştu.

Bir an önce çıkması beklenilen hayvan haklarının, İslamiyet ve Osmanlı tarihinde de örnekleri var.

Geçmişimize baktığımızda hem İslam tarihi hem de Osmanlı tarihi aslında bize çok şey anlatıyor…

VİDEO