Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından hazırlanan ve Türkiye’nin nabzını tutan “Anadolu Soruyor” programının konuğu olan Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, Çay TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Yavuz Bakır, Altaş TV Genel Yayın Yönetmeni Doğan Deniz ve Kanal Fırat Genel Yayın Yönetmeni Zeki Akbıyık’ın sorularını yanıtladı.

SARIGÜL: BİZ GENEL BAŞKANIN ADAYI OLARAK DENİZ BEY’E KARŞI BÜYÜK BİR MÜCADELE VERMİŞTİK

Anadolu medyasında ortak canlı yayınla izleyicilerle buluşan programda Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Sarıgül, “Biz o dönemde tam partileşecektik. Deniz Baykal sağlık diliyorum kendisine. Genel başkandı. Biz genel başkanın adayı olarak Deniz Bey’e karşı büyük bir mücadele vermiştik ve Cumhuriyet Halk Partisi kurultaylarının en yüksek oyunu almıştım. 40 oyla kaybettik o genel başkanlık mücadelesini. Sonra Deniz Bey devam etti. Biz Türkiye Değişim Partisi’ni, Türkiye değişim hareketini tam partileştirecektik ki o dönemde bir kaset olayı ortaya çıktı. Kaset olayı ortaya çıkıp da CHP’de bir değişim olunca artık o değişime bir fırsat vermek lazım diye düşündük” dedi.

SARIGÜL: DENİZ BEY’E ÇIKAN KASET TAMAMEN BİZE YAPILAN BİR OPERASYONDU

Deniz Baykal’la ilgili yayınlanan kaset olaylarına değinen TDP Genel Başkanı Sarıgül, “Deniz Bey’e çıkan kaset tamamen bize yapılan bir operasyondu. Çünkü biz o günlerde partiyi kurmuştuk. Büyük de biz rüzgar almıştık. Deniz Bey’e o gün hiçbir şey yokken kaset çıkması ve Deniz Bey’in siyaset sahnesinden çıkması. Deniz Bey’e karşı ben mücadele verdim. Hatta o zaman ‘Baykal gidecek demokrasi gelecek’ gibi şeyler dedim. Biraz da ağır konuştuğumu şimdi düşünüyorum. Ama Deniz Bey benim rakibimdi. Hiçbir zaman hasmım değildi. Her zaman da kendisini gördüğüm zaman saygımı, sevgimi, hürmetimi yaparım. Deniz Bey’i daha sonraki yıllarda Türk siyaseti arar oldu. Çünkü Deniz Bey’in bir duruşu vardı, bir milli gelenekleri vardı. O nedenle ben Deniz Bey’in o kasetle gitmesi sonrasında üzüldüm. Biz sonuçta delikanlıca güreşmeliyiz. Kasetle gitme, gelme bunlar hiç doğru bir şey değil geriye baktığımız zaman. O nedenle Türkiye’yi bazen sıkıntıya sokmak isteyen, borana sıkmak isteyenler zaman zaman böyle senaryoları ortaya koyabiliyor” diye konuştu.

SARIGÜL: GEÇMİŞTEKİ YAPILAN BAZI ŞEYLERİ UNUTMAYIN

Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olması sürecinde Doğan Medya Grubunun katkısı olduğunu vurgulayan Genel Başkan Mustafa Sarıgül, “Kasetin arkasında; Mustafa Sarıgül’ün başbakan olmasını istemeyen güçler vardı. Gerçekten biz o gün çok büyük güç almıştık. Biz o gün partiyi kursaydık herkesi kucaklayan noktadaydık. Belki de bugün ana muhalefetin yerinde belki de bizdik belki de iktidardık. Ondan sonra nereden geldiyse Kemal Bey’in öyle bir ağırlığı, öyle bir yoğun bir çalışması, siyasette gençlik kolları başkanlığı, ilçe başkanlığı, il başkanlığı yapmadı. Siyasetin kademelerinde çalışarak gelmedi. Grup başkan vekilliğinden o gün bir anda bir fırtına esti. Ve genel başkan oldu. O genel başkan olunca da biz büyük fedakarlık yaptık ve dedik ki bir değişim oldu. Ama o grubun esas arkasında olan Aydın Doğan grubudur. Esas işin arkasında olan Aydın Doğan grubudur. Aydın Doğan grubu o dönemdeki gazetelere bakın ‘gandi’ aşağı ‘gandi’ yukarı ‘gandi’ geldi ‘gandi’ gitti. Öyle bir kampanya oldu ki biz dedik ki artık bir değişim oldu. Biz artık parti kurmayalım, yolunu açalım. Çünkü o gün biz partiyi kursak öyle bir Hürriyet’te, Milliyet’te, CNN’de, Kanal D’de öyle bir reklam kampanyası, öyle bir tanıtım başladı ki sanki biz o dönemde partimizi kursak bölücü olacağız, vatan haini olacağız. Sanki Türkiye’de şey olunca Baykal gitti, her şey bitti, değişim oldu. O gün ki hava oydu. O günün gazetelerine bakın. Lütfen geçmişteki yapılan bazı şeyleri unutmayın.” ifadelerine yer verdi.

SARIGÜL: KİM OLURSA OLSUN BİZ DEMOKRASİDEN YANAYIZ

Mustafa Sarıgül, “Bir şeye üzülürüm; bu 28 Şubat’ta tanklar yürüdüğü zaman o generallere yağ çeken gazeteler hangi gazetelerdir. O gün manşet atan gazeteler hangi gazetelerdir. O defterlerin açılması lazım. Öyle bir şey yok. Biz demokrasiden yanayız kardeşim. Kim olursa olsun biz demokrasiden yanayız. Biz askerimizi kışlada severiz. Böyle bir şey yok. Demokrasi hiçbir şekilde bir askeri gücün mücadele etmesini, demokrasi dışında mücadele etmesini istemeyiz kardeşim. Biz isteriz ki herkes görüşünü, düşüncesini söylesin, sandığa gitsin. Milletin iradesine, vatandaşımızın iradesine herkes saygı göstersin” diye ifade etti.

SARIGÜL: BUGÜN İKTİDAR VAR AMA İKTİDARDAN ANAHTARI TESLİM ALACAK PARTİLER YOK

Muhalefete göndermelerde bulunan Genel Başkan Sarıgül, “O günkü sağ olsun Aydın Doğan gazeteleri öyle manşetler attılar ki ‘değişim oldu, her şey bitti, muazzam bir şey’ biz de dedik ki ‘o değişimin önünü açalım.’ Biz koltuğun peşinde koşmuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin peşinde koşuyoruz. Biz o değişimin önünü açalım. Ve dedik ki evet ana muhalefet partisinde bir değişim olmuştur. Bu değişime şans vermek lazım. Biz 10 sene o Cumhuriyet Halk Partisi’ne bir şans verdik ve onu yeteri kadar değerlendiremediler. Bugün iktidar var ama iktidardan anahtarı teslim alacak partiler yok” şeklinde konuştu.

SARIGÜL: CHP İÇİNDEKİ BAZI İNSANLAR BİZ ATATÜRK’ÜN ASKERİ DEĞİLİZ DİYORLAR

CHP ile olan farklarını sıralayan Mustafa Sarıgül, “Ben 1980 öncesi CHP’liyim. Allah gani gani rahmet eylesin Bülent Ecevit CHP’lisiyim. Yeni CHP çok farklı. Görüşleri farklı, düşünceleri farklı. Ben baktım, planladım. Sonuçta ülkem bana çok önemli görevler verdi. Ben siyasette çok erken yaşta Türkiye’nin en genç milletvekili olarak parlamentoda bulundum. Allah rahmet eylesin rahmetli Özal’la, Ecevit’le, Erdal İnönü’yle, Bülent Ecevit’le, Erbakan Hoca’mızla çalışma imkanlarımız oldu. Ben onlardan çok şey öğrendim. Bugün ki mevcut CHP içerisinde ben görüşlerimi ve düşüncelerimi hayata geçiremeyeceğime inandım. Benim iki tane tercihim vardı. Ya CHP içerisinde mücadele verip kendi düşüncelerimi orada hayata geçirmeyi sağlamak ya da kendi partimizi kurmak. Ben içe dönük bir mücadele vermeyi arzu etmedim. O nedenle biz düşünce reformu yapan bir siyasi partiyiz. Mesela CHP’deki arkadaşlar biz sol partiyiz diyemezler. Evet bir sol parti değiliz. Biz sağı ve solu birleştiren bütün yurttaşlarımızı kucaklayan Türkiye’nin en demokratik kitle partisiyiz. O nedenle biz bir düşünce reformu yaptık. Ben bu düşüncelerimi CHP içerisinde seslendiremezdim. CHP’nin tüzüğü, programı son derece farklı. Bizim tüzüğümüz ve programımız farklı. Biz Atatürk’ün askeri olmaktan gurur duyarız. Ama CHP içindeki bazı insanlar biz Atatürk’ün askeri değiliz diyorlar. Bu benim için önemli bir çizgidir” dedi.

SARIGÜL: GECE SAAT 2’DE BİR BİLDİRİ YAYINLAMAK DEMOKRASİ AYIBI BİR ŞEYDİR

TDP Genel Başkanı Sarıgül, “Generallerin bildirisini ben son derece yakışıksız buluyorum. Hele hele gece o bildirinin gündeme verilmesini son derece anlamlı buluyorum. Onun arkasında yatan o derin güçler dediği, Türkiye’yi sıkıntıya sokmak isteyen güçlerin olduğunu ve o generallerin arasında çok değerli isimler var. Nasıl böyle bir şey yaptılar, nasıl böyle bir şeye geldiler. Generaller çıkabilir, o görüşlerini herhangi bir siyasi partiye girip söyleyebilirler. O generaller bir televizyona çıkabilirler gündüz diyebilirler ki şöyle şöyle. Kaldı ki Montrö konusunda söyledikleri de haklı. Montrö Karadeniz’in teminatıdır, güvencesidir. Nitekim sonra bunu bir sürü siyasi parti o konuda görüş birliği içerisine vardı. Ama gece saat 2’de bir bildiri yayınlamak demokrasi ayıbı bir şeydir. Özellikle Akdeniz konusunda, mavi akım konusunda çok başarılı paşalar var. Onlar nasıl böyle bir gaflet içerisine girdiler. Ben gerçekten hayretler içerisindeyim. Ama bu bir ders olsun. Demokrasi tehlikeye düştüğü zaman Türkiye Değişim Partisi bütün partilerle; demokrasi isteyen bütün partilerle birleşir. Biz her zaman deokrasiden yanayız ve o generallerin de böylesine bir bildiriyi gece yarısı yayınlaması Türkiye’yi önemli ölçüde sıkıntıya sokmuştur. Çok üzüldüğüm bir olaydır ve doğru bir olay değildir. Umarım ki derslerini bu şekilde düşünenler almıştır ve bundan sonra böyle şeyler Türkiye’de olmaz” ifadelerini kullandı.

SARIGÜL: ÜZÜLEREK GÖRÜYORUMKİ HDP TERÖRLE ARASINA DUVAR ÖREMEDİ

Türkiye’deki terör olaylarına değinen ve HDP’nin terörle arasına duvar öremediğini belirten Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, “Türkiye Değişim Partisi olarak bu noktadaki kararımız şudur; bütün siyasi partiler barıştan yana olmalı. İnsan sevgisinden yana olmalı. Bir siyasi parti demeli ki silahlar gitmeli, barış gelmeli. Biz diyoruz ki Türkiye Değişim Partisi olarak; dünyanın ve Türkiye’nin her noktasında silahlar gitmeli ve mutlaka barış gelmeli. Terörle arasına duvar öremeyen hiçbir partiyle Türkiye Değişim Partisi’nin ittifak yapması asla ve asla söz konusu değildir. Bizim bu konudaki kurucularımızın almış olduğu bir karardır. Ve bugün ne yazık ve ne yazık ki HDP Türkiye partisi olsun diye geçmiş yıllarda birçok insan onlara oy verdi. Ama parlamentoya geldikten sonra terörle aralarına üzülerek görüyorum ki bir duvar öremediler. Güney Doğu’daki yurttaşlarımız da bundan sonra derece üzgün. Mağdur. HDP’ye oy veren yurttaşlarımız da bundan sonra derece mağdur. Şırnak’ta, Batman’da, Cizre’de, Silopi’de, Mardin’de, Nusaybin’de, Siirt’te, Urfa’da, Adana’da, İstanbul’da birçok yerde. Bizim Güney Doğulu yurttaşlarımızla ve kardeşlerimizle Allah’ımıza bin şükür diyaloglarımız son derece iyi. Güney Doğu yurttaşlarımız da bu olaydan dolayı son derece mağdur. Güney Doğu’da partimize karşı sadece Güney Doğu’da değil, İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Mersin’de, Adana’da, Antalya’da birçok yerde Güney Doğulu yurttaşlarımızla diyaloglarımız iyi. Partimize karşı son derece büyük ilgileri var. Onlar da aynı her siyasi partinin terörle arasına duvar koymasını arzu ediyorlar” şeklinde ifade etti.