AK Parti İl Başkanı Şerafettin Yıldırım, Elazığ’ın 24 Ocak tarihinden bugüne gelinen tablosunu değerlendirdi.
YILDIRIM: İLK GÜNKÜ PROBLEMLERİN BÜYÜK BİR KISMI YOK
İl Başkanı Şerafettin Yıldırım, “Depremde cidden çok ciddi bir sıkıntılı sürecin başlangıcına bismillah dedik 24 Ocak’ta. Üzerinden yaklaşık 15 ay geçti. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim; ilk günkü sorular, ilk günkü kaos, ilk günkü soru işareti, ilk günkü problemlerin büyük bir kısmı yok. Sonradan doğan problemler var. Sonradan gelen sorular var. Onlar da süreç içerisinde cevaplarını alarak, çözüm olarak çözülerek devam edip gelecek. Ben çözümsüz bir şeyin olduğuna inanmıyorum. Gecikmeli olabilir, atlamalı olabilir, hatalı olabilir ama çözümsüz bir şeyin olduğuna inanmıyorum. Dolayısıyla bu anlamda çok umutluyum. Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum ve özelde de söylediğim sayın Çevre ve Şehircilik Bakanımız Murat Kurum Bey’e özelde söylediğimi burada da söylemekten imtina etmiyorum. Dürüst olmamız gerekiyor; özelde kendisine teşekkür ettim. Hem de yürekten teşekkür ettim. Ben şimdi de teşekkür ediyorum, yürekten teşekkür ediyorum. Niye? Çünkü o gerçekten teşekkürü hak eden bakanlarımızdan bir tanesi sadece” ifadelerini kullandı.

YILDIRIM: ŞEHRİN DÖRT TARAFINDA İNŞAAT ALANI VAR
Şehrin dört bir tarafından yen yapılaşmanın olduğunun altını çizen Başkan Yıldırım, “Şehrin dört yönü Doğu-Batı-Kuzey-Güney her tarafında inşaat alanı oluşturulmuş. İyi bir dağılım. Zafran’da var, Çatalçeşme’de var, Bizmişen’de var, Abdullahpaşa’da var. Var, var, var… Birinci etap, ikinci etap, üçüncü etap, beşinci etaplara kadar var. Yani planlamada ufak tefek atlamalar da olabilir. Bunu da kabul ediyorum. Şu anda devam eden sorunlar vardır, onu da kabul ediyorum. Mesela bir örnek vereyim sorunlarla ilgili, benimde şahsen kabullenmediğim bir şeydi; Karşıyaka’nın 58 metrekarelik konutları getirilip kuraya dahil edilmiş. Bu bir yanlışlıktı. Kim nasıl oldu bilmem. Ama bu bir yanlışlıktı. Bende buna itiraz ettim. 58 metrekareye örneğin ben depremde ağır hasarlı bir hak sahibi olacağım, beş veya altı nüfusum olacak; kuradan çekecem Karşıyaka’nın 58 metrekaresi çıkacak psikolojik olarak daralırım. Sıkıntılı olur. Bunun doğru olmadığını gördük. Yanlışlık oldu, çıkardılar” şeklinde konuştu.

YILDIRIM: 2+1 KONUTLARA YAPACAK BİR ŞEY YOK
Deprem konutlarında özellikle iki artı bir konutlara şikayetlerin fazla olduğuna dikkat çeken Başkan Yıldırım, “2+1’lerle ilgili biraz uzun süredir bir tartışma geliyor. Onda çok yapılacak bir şey yok. Olan olmuştur anlamında. Ama bundan sonraki süreçte yeni bir konut yapılacaksa bir kere 2+1’e gerek yok artık bu şehirde. Var olanların da bir kısmını mevcut hak sahipleri kullansın, belki burası kesin değil diğerlerini de sosyal konut olarak birilerine tahsis edilsin. Geçen gün bir iftar yemeğine bakanımız katılmıştı. Oradaki ev sahibinin ablasına 3+1 çıkmış. Gittiğimiz evde 2+1. Abla tek başına evde yaşıyor. Ama bu tarafta 5 nüfuslu bir aile. Şimdi gönül istiyor ki ona o çıksaydı buna da bu çıksaydı. Ama öyle olmamış. Hatta ablaya espri yaptık. Dedik ‘senin kardeşin kalabalık sen bu evi ver sen gel buraya gel’ dedik. ‘Yok ben bu güzel evi vermem’ dedi. Böyle bir esprisi oldu ama keşke de olmasaydı” dedi.

YILDIRIM: BU ŞEHİRDE HİÇBİR ŞEY DOĞRU GİTMİYOR SÖZÜNE KARŞIYIM
Başkan Yıldırım, “Şehir olarak hiçbir siyasi kaygı taşımadan söylüyorum; siyasi kimliğimi de kenara koyarak söylüyorum şu negatiften beslenme hastalığımızdan kurtulmak zorundayız. Kendi adıma söylüyorum; gerekende buradan gerekli dersini çıkarsın. Negatiften beslenmek bu şehre yapılacak en büyük ihanetlerden biri. Pozitif düşünelim; bu şunu gerektirmiyor var olan yanlışların, var olan hataların söylenmemesini gerektirmiyor. Buradaki usul bir nezaket içerisinde bir hak tesliminden sonra yanlışların dile getirilmesidir. Ama siz sürekli şahsımı kabul ediyorum; sürekli negatiften beslenirsen şu masanın üzerine bir siyah örtü öterdim. Altında ne olup bittiğini bende görmem, başkası da görmez. Ve bunu geliştire geliştire bir algı operasyonuna dönüştürülüyor. Yazıktır bu şehre. Bundan şehir kazanmaz, şehir kaybeder. Ben iddia ediyorum ki bu algıyı, bu negatifliği, negatiflikten beslenmeye, ortadan kaldırırsak kendi gerçeğiyle yüz yüze kalırsa gerçekteki yapamadığımız, yapmadığımız, yanlış yaptığımız ne varsa hepsiyle yüzleşiriz. Şöyle bir cümleyi hiç kabullenmedim, kabullenmeyeceğim; bu şehirde hiçbir şey doğru gitmiyor. Yok böyle bir şey. Bu şehre çok güzel şeyler oluyor, çok çok güzel şeyler oluyor” ifadelerine yer verdi.






