Yüzlerce öğrenci yetiştiren, hastalarına bir hekimin dışında bir abi, bir baba şefkati ile yaklaşan Fırat Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şinasi Yalçın’ın emekliye ayrılması nedeniyle veda programı düzenlendi.

Programa Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, Fırat Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İrfan Kaygusuz, Fethi Sekin Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Erol Keleş, Elazığ İş Kadınları Derneği Başkanı Prof. Dr. Yasemin Açık, il dışından ve şehirden çok sayıda akademisyen katıldı.

KAYGUSUZ: KULAK BURUN BOĞAZ KLİNİĞİNİ 35 YILDA ZİRVEYE TAŞIDI

Fırat Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İrfan Kaygusuz, “Atandığı ilk günden itibaren hocamız üniversitemizi, fakültemizi, kliniğimizi geliştirmek için çaba sarf etti. Birçok hastanın iyileşmesine katkıda bulundu. Sayısız ameliyatlara girdi. Her zaman hemen hemen her gün aynı saatte başımızda oldu. Asistanların eğitimiyle çok yakından ilgilendi ve kliniğini bu günlere getirmeye çalıştı. 1986 yılında Elazığ’a kulak burun boğaz kliniğine geldiğinde hastanemiz hem mekan hem teçhizat açısından son derece fakirdi diyebilirim. Cerrahi aletleri bile bulmakta o dönemde zorluk çektiğimizi hocamızın anılarından çoğu kez dinledik. Hocamız kliniği geliştirmek üzere ilin ileri gelen aileleriyle, ilin iş adamlarıyla çok kez görüşmeler yapıp kliniğimize birçok alet ve cerrahi malzemenin hibe ydoluyla alınmasını sağladı. Yokluklar içerisinde kurmuş olduğu kulak burun boğaz kliniğini 35 yılda zirveye taşıdı ve bugün çok az sayıda akredite olan kulak burun boğaz kliniklerinden biri haline getirdi” ifadelerini kullandı.

KELEŞ: TECRÜBELERİNDEN İSTİFADE ETMEYE HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ EMEKLİLİKTEN SONRA DA DEVAM EDECEĞİZ

Fırat Dicle Havzası Kulak Burun Boğaz Baş Boyun Boğaz Cerrahisi Derneği Başkanı ve Fethi Sekin Şehir hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Erol Keleş de, “Ben Turgut Bey ve İrfan Bey’e göre biraz daha duygusalım. O yüzden konuşunca çok duygusal olurum. Çok kıymetli hocamız Sayın Prof. Dr. Şinasi Yalçın’ın uzun bir hizmet döneminin ardından emeklilik törenini gerçekleştiriyoruz. Bizler için anlamlı olduğu kadar da zor bir gün. Bu nedenle bugün farklı duyguları birlikte yaşıyoruz. Bir yandan değeri hocamız Şinasi Hoca’mızı sağlık ve sıhhat içerisinde emeklilik için hazırlıyoruz diğer yönden de hocamıza resmi olarak ayrılmanın hüsnü içerisindeyiz. Resmi olarak diyorum. Çünkü emekliliğin sadece çalışma statüsündeki bir değişim olduğunu düşünüyorum. Hocamızla gönül birlikteliğimiz hep devam edecek. Tecrübelerinden istifade etmeye her zaman olduğu gibi emeklilikten sonra da devam edeceğiz” şeklinde konuştu.  

TOPÇU: ONLARCA UZMANI BURADA YETİŞTİREREK TÜRK TIBBINA KAZANDIRDIĞI İÇİN BEN ŞİNASİ HOCA’MA TEŞEKKÜR ETMEK İSTİYORUM

KBB Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yalçın’ın Fırat Üniversitesi ile özdeşleştiğini kaydeden Fırat Dicle Havzası Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Boğaz Cerrahisi Derneği Kurucusu Prof. Dr. İsmail Topçu, “Bazı hocaların ismi çalıştığı kurumlarla birlikte alınır. Onlarla özdeşleşir. Bizim Şinasi Hoca’nın da Fırat Üniversitesi ile özdeşleşen bir tarafı var. Fırat Üniversitesi deyince Şinasi Hoca, Şinasi Hoca deyince Fırat Üniversitesi akla gelir. Fırat Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Kliniği’nde Türkiye bazında birçok hoca yetiştirmesine rağmen Şinasi Hoca’mla birlikte alınan ender kliniklerden bir tanesidir. Bu hocamızın kendi çalıştığı kurumuna, öğrencilerine ve eğitime kendini adamasından kaynaklanır. Öncelikle Türk tıbbına verdiği katkılardan dolayı bu aşamada ismi öne çıkan Prof. Dr. Umur Çelik, İrfan Kaygusuz, Turgut Karlıdağ, Zübeyir Gök gibi ve onlarca uzmanı burada yetiştirerek Türk tıbbına kazandırdığı için ben Şinasi Hoca’ma teşekkür etmek istiyorum” dedi.

GÖKTAŞ: ÖRNEK BİR KİŞİLİKTİ

Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, “Biz hocamızı gerçekten çok seviyoruz. Aslında bunu bir emeklilik olarak görmüyoruz. Hocamız Elazığ’da kaldığı sürece üniversite rektörü olarak burada dekanımız var, başhekimimiz var. Hocamızın odasının kalmasını istiyoruz. Bizim özellikle uzmanlık eğitimi yapan genç kardeşlerimizin yüzüne bakması, onlara bir tebessüm göstermesi, onlara bir yol göstermesi bizim için büyük anlam ifade ediyor. Bu yüzden biz her zaman hocamızı burada artık bir misafir olarak görmüyoruz hocamız bugüne kadar büyüğümüz olarak nasıl hizmet ettiyse yine aynı şekilde yolu düştüğü zaman torunlarından vakit bulduğu zaman buraya bizi ziyarete gelmesini özellikle bekliyoruz. Tabi hocamızla aynı zamanda biz 15 yıl komşuluk yaptık. Gerçekten komşuluğundan da son derece biz memnun olduk. Biz hiçbir zaman hocamızdan biz muhtemelen rahatsız etmişizdir ama hocamız her zaman bize örnek bir kişilik olarak komşuluğunda biz hissettik” diye konuştu.

Elâzığ’ın yanı sıra il dışından da programa katılan çok sayıda akademisyen ve hekim duygusal anlara şahitlik ettiler.

AÇIK: DOĞUP BÜYÜDÜĞÜ TOPRAKLARI TERK ETMEDİ

Abisini anlatırken kelimeler boğazına düğümlenen ELİKAD Başkanı Prof. Dr. Yasemin Açık, “Şinasi Abim; diğer deyişle Şinasi Hoca benim yaşamımda da çok önemli bir insan. Ben Elazığ’da beş çocuklu bir ailenin tek kız çocuğu olarak dünyaya geldim. Şinasi abim her zaman benim için çok iyi bir rol model oldu, beni destekledi. Yüreklendirdi ve arkamda durdu. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Hak verirsiniz ki bu coğrafyada benim doğduğum yıllarda kadınların yaşamın her alanında etkin ve etkin bir şekilde yer alması çok olası değildi. Elazığ ve bu yörede yaşayan insanlar bilir. Şinasi Abim her zaman beni destekledi. Her zaman çok iyi rol model oldu ve yaşamımda elde ettiğim tüm pozitif şeyleri hep onun sayesinde elde ettim. Yine başka bir şehirde daha büyük şehirlerde yaşama imkanı, oralarda çalışma imkanı olduğunu biliyorum. O kadar çok teklif aldı ki ama doğup büyüdüğü toprakları terk etmedi, bölgeler arası gelişmişlik farkının azaltılmasına katkı sağlamak, bu yörede sağlığın gelişmesine katkı sağlamak için burada kaldı” ifadelerine yer verdi.

YALÇIN: ÇEVREMDEN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM

Esprilerle konuşmasına başlayan Prof. Dr. Şinasi Yalçın, “Ben bir şey fark ettim. Meğerse emeklilik törenleri cenaze törenleri gibiymiş. Herkes geliyor iyi şeyler söylüyor. Ben kendimi şey gibi hissettim ‘acaba ben melek miyim?’ diye. Hepinize ben çok teşekkür ediyorum. Tabi ki hayat bu kadar hep kolay olmuyor. Siz bu sıkıntıları göre alarak, bu pandemide Türkiye’nin çeşitli yerlerinden kalktınız buraya geldiniz. Hepinize ben çok teşekkür ediyorum. Tabi ki insanlar yetişirken çevrelerinden çok şey öğreniyorlar. Ben ailemden ta ilk okul hocalarımdan itibaren çok çok şeyler öğrendim. Beni yetiştiren iki tane hocam buradalar. Onlardan çok şey öğrendim. Ben arkadaşlarımdan da çok şey öğrendim. Herkesten öğrendim. Yeter ki onlarla iyi ilişkiler kurun, samimi ilişkiler kurun. Zaten herkes o zaman bilgisini, tecrübesini, iyi niyetlerini sizinle paylaşıyor. Ben her zamanki benim. Farklı bir şey yok” diye ifade etti.

Program plaket takdimi ile son buldu.