Süleyman Çelebi Kültür Sanat Sezonu etkinlikleri kapsamında Esenlerli sanatseverlerle buluşan “Müzikli Söyleşi” programının konuğu AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen oldu. Dr. Öğretim Üyesi ve Müzisyen Erdal Şahin’in konuğu olan Şen, müziğe ve bağlamaya olan ilgisini anlatarak izleyicilere müzik ziyafeti yaşattı.

Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşen “Müzikli Söyleşi” programının konuğu AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen oldu. Dr. Öğretim Üyesi ve Müzisyen Erdal Şahin’in konuğu olan Şen, programda müziğe ve bağlamaya olan ilgisini dile getirerek pek çok eser icra etti. Şen, “Siyasi hayatımız çok yoğun ama kültür sanat ve edebiyat faaliyetlerine zamana ayırmaya çalışıyorum. Müzik, sanat ve bağlama hikmettir. Türküler hikmet geleneğimizi yaşatır” dedi.

“Bağlamayla çocukluk yıllarında tanıştım”

Programda bağlamayla tanışma hikâyesini anlatan Şen, “Benim doğduğum sene büyük ağabeyim İstanbul’a çalışmaya gitmiş. 5-6 sene sonra memlekete elinde bağlamayla gelmiş. Bağlamayla muhabbet oradan başlıyor. Ama o zamanlarda müzik beni tam anlamıyla cezbetmedi. Ağabeyim bağlamanın akordu bozulmasın diye kimseye dokundurtmazdı. İlkokul 4. sınıfta bir arkadaşımız Barış Manço’dan “Dağlar Dağlar” ve Cem Karaca’dan “Düştüm Mahpus Damlarına”yı söylemişti. O an çok etkilendim. Sonra Âşık Veysel rahmetli olunca haberlerde onun eserleri yayınlandı. O zamandan beri müziğe olan ilgim devam ediyor” şeklinde konuştu.

“Türkülere hizmetkârlık ediyoruz”

Müziği özellikle de bağlamayı, bağlamayla icra edilen müziği işret olarak görmemek gerektiğini belirten Şen, şunları kaydetti: “Müzik, sanat ve bağlama hikmettir. Bağlama çalınırken kesinlikle sessiz olunmalıdır. Bazı türküleri rahatlıkla dua yerine okuyabilirsiniz. “Gel Ha Gönül Havalanma”, “Engin Ol Gönül Engin Ol” kişinin kendi nefsine ettiği dua gibidir. Türkülerimiz hikmetle, hakikatle irtibatlı. Aynı zamanda rahatlıkla bir hikmet kitabı yazabileceğiniz gibi bir irfan bir tarih kitabı da yazabilirsiniz. Ben başladım ama bir yerde kaldım. Yoğunluğumdan ötürü tamamlamaya pek imkânım olmuyor. “Türkülerle Türkiye Tarihi” çalışmamı bitirebilirsem “Türküler Sosyolojisi” kitabı yazmayı düşünüyorum. Benim hem tarihçilik hem de sosyologluk tarafım var. Yani mesleki olarak işin içerisindeyim. Epeydir türkülere hizmetkârlık etmeye çalışıyoruz. Gerçekten türkü denildi mi duracaksanız. Bağlama denildi mi duracaksınız. Bu böyle bir şey. Bağlamayı diğer enstrümanlardan neden ayırıyorum? Üstünlük olsun diye söylemiyorum. Türküler bizim hikmet geleneğimizi yaşattığımız varlıklar, onlar canlı. Bağlama da canlı. Bağlamayı elinize aldığınızda o da sizi eline almalı. Biz onunla hikmeti taşıyoruz. Bir türkü söyleniyorsa bilinmeli orada hikmet kitabı okunuyor” dedi.

Programda, Esenler Sanat Evi (ESEV)’nde eğitim alarak konservatuvarı kazanan öğrenciler ile konservatuvar hazırlık öğrencileri de performanslarını sergiledi.