Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Türkiye’nin gücüne güç katarak ilerlediğine dikkat çekerek, “Gelecekte dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olacak. Şimdi gücümüze güç katarak gidiyoruz” dedi.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla İnönü Üniversitesi Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde “Cumhuriyet’in Kuruluşuna Giden Süreç” adlı konferans düzenlendi.
Konferansa, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Türkmen, akademik personel ve öğrenciler katıldı.
Rektör Kızılay, “Bu millet her daim ayakta kalacaktır. Gençlerimiz, çocuklarımız o ruhla geliyor. Gelecekte dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olacak. Şimdi gücümüze güç katarak gidiyoruz. 100 yıl önceki makûs tarihimizi yenerek kurduk. Daha sonra 100 yıl boyunca da her yıl yüzde 4-5 arası gibi ortalama büyüme ile geldik. 1923’den 2023’e kadar Türkiye 100 kat büyüdü. Bu devlet planlama teşkilatının rakamlarından söylediğim bir rakam. Bu her ülkenin başarabileceği bir başarı değil. Ama bize yetebilecek bir başarı da değil. Biz bu başarıyı sağlayanlara minnet duyuyoruz. Ama yeterli bulmuyoruz. Daha çok büyümek, dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmek temel hedefimiz. Ülkemizin, milletimizin bu yolda gelişme yolunda devraldığı bayrağı her dönem daha ileriye götüreceğine inanıyorum” dedi.
Programa konuşmacı olarak katılan Fen Edebiyat Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Aziz Kılıç da, “Türkiye’de Cumhuriyetin ilanı aslında tarihi bir gelişmenin doğal bir sonucudur. Cumhuriyet, Kurtuluş Savaşı’nın kanun yönlerinde doğmuştur. Milli mücadelenin 1919 Mayıs’ını başlangıç olarak görürsek o tarihten itibaren, o kanlı günlerde ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla 29 Ekim 1923’te alınan karar yürürlükte olan rejimin adını koymak ve anayasanın ruhunu açıklamaktan ibaretti. Egemenliğinin kayıtsız şartsız millete ait ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin milletin tek ve gerçek bir mesele olduğunun kabulünden ve saltanatın kaldırılmasından sonraki yönetim biçimi geniş anlamıyla aslında cumhuriyetten başka bir şey değildi. Cumhuriyetin var olma sürecine baktığımızda ise milli mücadelenin başladığı ilk günlere gitmek gerekir. Milli mücadele döneminde milli egemenlik ilkesine bağlı kalınarak toplanan bölgesel ve ulusal nitelikteki kongreler tamamen halkın temsilcilerinden oluşmaktaydı. 1919 yılı Türkiye’de kongreler yılıdır. Birçok kongrenin yerel kongrenin ve daha sonra ulusal kongrenin yapıldığını görüyoruz. Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğinde gerçekleştirilen kongrelerin almış olduğu kararların tamamında milli iradeyi hâkim kılma ilkesinin kabul edildiği görülmektedir. Bu ilke milli mücadelenin meşruiyet temeline oluşturduğu gibi kurulan yönetimin demokratik niteliğini de işaret etmektedir” diye konuştu.
Kılıç, Cumhuriyetin ilanından önceki ve sonraki süreçlerde halkçılık kavramını açıklayarak Cumhuriyetin önemini dile getirdi.