Sonbaharla birlikte her yıl görülen mevsimsel hastalıklar da başlıyor. Bu mevsimsel hastalıkların başını grip çekiyor. Neredeyse son iki yıldır dünyayı etkisi altına alan koronavirüsle benzer semptomlar gösteren grip, geçen yıl neredeyse hiç görülmedi. Bundaki en büyük sebep de koronavirüs tedbirleri kapsamında alınan maske, mesafe ve hijyen önlemleriydi.

Aşılamanın artmasıyla başlayan rehavet sürecinde pek çok kişi artık bu kurallara gerektiği kadar önem vermiyor. Bunun sonucu günlük vaka tablolarına yansımaya başladı. COVID-19 vaka sayıları Delta varyantının da etkisiyle tüm dünyada artış göstermeye başladı.

Sonbaharla birlikte grip vakalarında artış yaşanacak

Grip vakaları geçen yıl az görüldü

Grip her yıl dünya çapında yaklaşık 500 bin kişinin hayatını kaybetmesine sebep oluyor. Bu nedenle hafife alınmaması gereken bir hastalık. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bursa Yüksek İhtisas Eğitim Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ali Asan, bu yılki grip vakaları konusunda şu öngörüde bulunuyor:

“Ülkemizle birlikte tüm dünyada grip vakaları geçen yıl çok azdı. Ancak bu yıl maskesiz olursak bulaş olacağı için tabii ki grip vakaları artacak.”

Doç. Dr. Asan, bu noktada önemli bir parantez açıyor:

“Geçtiğimiz yıl grip az görüldüğü için toplumsal bağışıklığımız azaldı. Azalınca hastalığın daha ağır seyretme riski oluştu.”

Gribe karşı toplumsal bağışıklık son derece önemli. Doç. Dr. Asan bunun önemini,
“Dolaşımdaki grip virüsünden enfekte olan kişi sayısı azalınca, toplumsal bağışıklık kazanılmış oluyor. Mesela bu sene de gribi az görürsek önümüzdeki yıl biraz daha ağır seyretme riski olur. Toplumsal bağışıklık düştükçe hastalığın ağır seyretme riski artabilir” sözleri ile anlatıyor.

Fotoğraf: Getty Images

[Fotoğraf: Getty Images]

Ayırıcı tanı için test yaptırmak gerekiyor

Gribin koronavirüsle benzer semptomlara sahip olması iki hastalığın karışmasına sebep oluyor. Bu noktada ayırıcı tanı koymak büyük önem taşıyor. “Her grip şüphesinde hekime başvurmak gerekir mi?” sorusuna Prof. Dr. Asan şu yanıtı veriyor:

“Önceden grip olduğunda toplumsal bulaşmayı azaltmak adına mümkün olduğunca evde kalın derdik. Ama şu an pandemi döneminde olduğumuz için ayırıcı tanıyı koymak için hastaneye başvurarak test yapılmasının faydalı olduğunu düşünüyorum.”

Gripten korunmanın yolu koronavirüsle aynı

Olası grip vakalarının önüne geçmek için izlenmesi gereken yol koronavirüsle aynı. Doç. Dr. Asan, “Grip koronavirüsle aynı şekilde bulaştığı için benzer sınıfta bir solunum virüsü. Yakın temasla bulaşıyor. Bunu önlemenin yolu, yine koronavirüste olduğu gibi maske mesafe ve temizliğe dikkat etmek. Belki de pandeminin bize katacağı en önemli katkı bu olacak. Yani pandemi bittiğinde, grip salgını olduğunda kişi maske takıp dışarı çıktığında toplumu koruyacaktır. Grip ağır bir virüs olduğu için belli bir mesafenin ötesine gidemiyor. O nedenle mesafe korunursa, hasta olan kişi sayısı da azalacaktır” diyor.

Fotoğraf: Getty Images

[Fotoğraf: Getty Images]

Risk gruplarının aşı yaptırması önemli

Gribin de aslında ağır bir hastalık olduğunun altını çizen Doç. Dr. Asan, özellikle altta yatan kronik rahatsızlıkları olan kişilerde daha ağır seyredebileceğini söylüyor. Öyle ki grip nedeniyle hastaneye yatış sayısında artış yaşanabileceğini vurguluyor.

Gribe karşı korunmanın bir yolu da aşıdan geçiyor. Doç. Dr. Asan, “Risk gruplarının koronavirüs aşısının yanı sıra grip aşısını da yaptırmalarını öneriyorum” şeklinde konuşuyor.

Koronavirüs aşısı yaptıranların, grip aşısı olmasında hiçbir sakınca olmadığını söyleyerek araya iki haftalık süre koymalarını öneriyor.