Simülasyon, bir durumun veya olayın gerçekle eş değer biçimde canlandırılması ya da sembolize edilmesi anlamına geliyor.

“Mavi Balina”, “Momo”… İçeriğinde zorbalık ve şiddet barındıran, çocukların zihinsel ve bedensel sağlığını tehdit eden oldukça tartışmalı oyunlardı. Ancak her ne kadar bu tür oyunlar ebeveynlerin ve uzmanların tepkilerini toplasa da, dijital oyun yapımcıları gerçeğe oldukça yakın yazılımların yenilerini her geçen gün piyasaya sürmeye devam ediyor.

Bu tür oyunları aktif bir şekilde oynayanların yanında, sadece izlemeyi tercih eden yüz binlerce sosyal medya kullanıcısı bulunuyor.

“HER YAŞTAN ÇOCUK KOLAYLIKLA ULAŞABİLİYOR”

Peki, ebeveynler dijital dünyada neredeyse kaybolan çocukları bu tür oyunlardan nasıl uzak tutabilir? Uzman Psikolog Gülistan Dal, ebeveynlerdeki farkındalığın en önemli unsur olduğu görüşünde.

“Ebeveynler çocuklarının ekranda ne yaptığı ve ne izlediğinden haberdar olmak durumunda. Bugün tehlikeli ve zararlı simülasyon oyunlarının çocuklara video izleme platformları aracılığıyla ulaştığını gözlemliyoruz.

Ebeveyn çocuğunun bir animasyon seyrettiğini düşünürken, oyunu oynayan başka bir oyuncunun kaydettiği videoyu izlediğini fark edemeyebiliyor. Bu tarz videolara her yaştan çocuğun ulaşması maalesef çok olası. İzleyen ve oynayan çocukların yaşları küçüldükçe de etkileri ve bırakacakları hasar da büyüyor.”

Dijital çağda çocukları ekrandan uzak tutmak neredeyse imkansız. Bu yüzden ebeveynlerin çocuğun internet kullanımını takibi ve denetimi oldukça önemli. Uzm. Psikolog Dal da, çocukların ekranın faydalı ve öğretici yanına odaklanabilecekleri düzenlemeler yapılması gerektiği görüşünde.

“Çocukları bu oyunlardan korumanın yolu öncelikle ulaşabilecekleri yerleri denetim altına almaktan geçiyor. Günümüzde ebeveynlerin bu riskleri bilerek seçici ve kaliteli içeriği aramaları ve çocuklarına alternatif sunmaları gerekiyor. Ekran çağında yaşadığımız bu dönemde oyunlardan ve ekrandan tamamen uzak tutma şansımız olmayacağı için ekranı olumlu ve en iyi şekilde kullanacakları şekilde düzenlemekte fayda var.”

Çocukların zihnine korku ve kaygı ekiliyor, gerçeklik algısı bozuluyor

Uzm. Psikolog Dal, genellikle içine kapanık, sosyallikten uzak, aile içi iletişimi zayıf çocukların varlığını simülasyon oyunları aracılığıyla göstermeye daha yatkın olduğunu belirtiyor.

“Bu tür oyunların en büyük tehlikesi çocukların zihinlerine korku ve kaygı ekmesi. Genel olarak simülasyon oyunlarında çocukların kendi temsillerini gördüklerini düşündüklerini gözlemliyoruz. Bu durum da çocukta oyundaki şiddet temasını içselleştirmeye yol açabiliyor.

Oyunların tehlikesi özellikle çocuğun oyunda gördüğü şiddet, olumsuz ögeler, argo vb. unsurları normalleştirmeye başlaması ve gerçeklik algısının zamanla bozulmaya başlaması… Özellikle bu oyunlarda geçirilen uzun süreler ve başka oyuncularla girilen iletişim çocuğun dünyasından büyük bir yer kaplamaya başlıyor.”

Uzm. Psikolog Dal, çocukların gerçek hayatta tanıklık etmesi mümkün olmayan şiddetle sanal dünyada en ağır şekilde karşılaştığını belirtiyor:

“Şiddetten bir ödül-ceza ortamı oluşturulması bu içeriklerin çocuklar için cazip hale gelmesine sebep olabiliyor. Bunun sonucunda da oyunlara bağımlı olma hali ortaya çıkabiliyor.”

“SAHİP OLMADIKLARI GÜVENİ BURADA HİSSEDİYORLAR”

Çocukların gerçek dünyada ihtiyaç duydukları sosyalleşme, arkadaşlık, iletişim gibi araçlara ulaşamamaları, simülasyonda kurdukları karaktere yönelmedeki en büyük sebep olarak gösteriliyor.

Uzm. Psikolog Dal, “Kendi temsilini gerçek dünyasından farklı güçlü ve özgüvenli olarak gören çocuk hissettiği hazla bu oyunlara bağımlı hale geliyor” diyor.

İletişim sorunu olan ve sosyallikten uzak, gelişimini tamamlayamamış çocukların, sanal dünyada varlıklarını üst düzey şekilde göstererek normalde sahip olmadıkları güveni burada hissettiklerini de söylüyor.

ÇOCUKLARIN RUHSAL DÜNYASI VE İHTİYAÇLARI HAKKINDA BİLGİLENMEK

Çocuklar aslında yakından takip edildiklerinde bize neyi ne amaçla yaptıklarını anlatıyorlar. Simülasyon oyunlarının ne kadar içinde olduklarını, ne şekilde ve süreyle oynadıklarını takip ederek de çocuk hakkında birçok bilgi edinilebilir. Uzm. Psikolog Dal ebeveynlere şu soruların cevaplarını aramalarını öneriyor:

“Hangi oyunu hangi amaçla, ne süreyle oynuyor? Oyunda ne kadar vakit geçiriyor? Bu sosyal, okul ve aile hayatını etkiliyor mu? Sorduğumuz tüm bu sorular bize çocuğun ruhsal dünyası ve ihtiyaçları hakkında bilgi verecektir.

Eğer oyuna bağımlı durumda ve temel ihtiyaçlarını aksatacak kadar uzun süreler ekran başındaysa, oynadığı oyun davranışlarında ve okul başarısında aksamalara neden oluyorsa ebeveynlerin acil olarak önlem almaları gerekir.”

Gelişimini tamamlamamış bireyler olan çocukların bu tür içerikleri oynamak gerçekliklerini ciddi anlamda etkileyebiliyor. Oynadıkları karakterin bir şekilde etkisi altına girebiliyorlar. Bu da riskli ve sağlıksız bir tablo çiziyor.

PEKİ, YANDERE SİMULATOR NASIL BİR OYUN?

Tartışmalara yol açan Yandere Simulator oyununda lise öğrencisi bir anime karakterin günlük görevleri tamamlaması gerekiyor. Bu karakteri oynayan kişinin puan toplamak için çeşitli zorbalık ve şiddet eylemlerinde bulunması gerekiyor. Bu şiddet eylemleri bir noktada cinayet işlemeye kadar gidiyor. Bu görevi tamamlayınca da oyun, “Tebrikler düşmanınızı alt ettiniz!” mesajı gönderiyor…