Her on kasım sabahı Saat dokuzu beş geçe Edirne'de, Erzurum'da, Kars'ta, Van'da, Elazığ’da

Her on kasım sabahı

Saat dokuzu beş geçe

Bütün vatanda

Duyamazsınız tek ses

Köylerde, kentlerde

Duyamazsınız tek ses

Okullarda, fabrikalarda

Bir keder yayılmış bir duman gibi

Işıltılı sabahın içine

Rüzgarlar hüzünle esmede

Irmaklar hüzünle çağlamada.

Türk ulusunun en büyük kaybının üzerinden 85 yıl geçti. Vatan elden gidiyordu. İşgal vardı, her doğan gün karanlıktı.        

Bir mum yakan olsa ardından yürüyecekti insanlar, böyle bir günde güneş oldu Atatürk. Milletin önüne çağdaş uygarlığa giden aydınlık yollar açtı.

O ülkesini, insanını çok seviyor ve değer veriyordu. İnsanlar da onu çok seviyordu. Çünkü insanlar, vatan sevgisini onda gördü. O cephelerin komutanıydı, o cumhuriyetin başkanıydı, o milletine insanca yaşamı sunan eşsiz bir liderdi. “Bizim çocuklarımız geleceğin mimarlarıdırlar dedi.” Dünyanın tek çocuk bayramını hediye etti onlara. “Çiftçiler Milletimizin Efendisidir“ dedi.” Teknolojiyle tanıştırdı onları.

Gençlere; Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir dedi. Gençliğe Cumhuriyeti emanet etti.

“Yeni Nesil Sizlerin Eseri olacaktır” dedi. Geleceği emanet etti öğretmenlere.

İlkelerini belirledi, yol haritasını çizdi ve uygulamaya başladı. Meşaleyi yaktı ve meşaleyi taşıma görevini bizlere bıraktı.

Ulu Önderim, Atatürk’üm, iyi ki bizimleydin, iyi ki bizimlesin ve bizimle var olacaksın.

Seni bir kez daha rahmet ve saygıyla anıyoruz…