Fransa'da doğan ve ailesiyle 6 yaşındayken memleketine dönen Ali Rıza Ateş, ortaokul öğrenimi sırasında ahşap sanatına ilgi duymaya başladı.

Hobi olarak ahşaptan gemi ve araba maketi, abajur, çerçeve gibi ürünler yapan Ateş, yaklaşık 30 yıl sürdürdüğü baba mesleği olan beyaz eşya servisçiliğini sağlık sorunları nedeniyle bırakmak zorunda kaldı.

Ordu’dan dünyaya ahşap sanatı

 

Ateş, yaklaşık 8 yıl önce arkadaşlarının da tavsiyesi üzerine hobisi olan ahşap sanatına yönlendi.

Evinin alt katında oluşturduğu atölyede mesleğe başlayan Ateş, taşındığı 7 metrekarelik dükkanda sanatını sürdürmeye devam etti.

Ateş, eserlerini sosyal medya aracılığıyla yurt içi ve yurt dışındaki meraklılarına ulaştırıyor.

Hobisini meslek olarak sürdürdüğü için çok mutlu

Ateş, çalışmalarında yöredeki ıhlamur, dut, kestane, kiraz, gürgen gibi ağaçları kullandığını vurgulayarak, çizim sırasında ise pergel, cetvel, kurşun kalem, oyma işlemini de bıçakla yaptığını anlattı.

Siparişlerinin büyük bir bölümünü sosyal medya üzerinden aldığına değinen Ateş, "Çizimi, yapım aşaması, montajı, oymaları, kesimleri gibi işlemler çok fazla zaman alıyor. Bir aydan evvel bir ürün çıkmıyor. Bunun içerisinde tavlalar, tablolar, çeşitli kutular, müzik kutuları, plak çalarlar var" dedi.

Amerika Birleşik Devletleri'nden Ünye'ye gelen bir Hristiyan din adamından kürsü ve masa siparişi aldığını anlatan Ateş, yapımı için 1,5 yıl emek sarf ettiği siparişi bir süre önce gönderdi. 

Ordu’dan dünyaya ahşap sanatı

"Cumhurbaşkanımıza özel hediye"

Kızının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı çok sevdiğini ve beraber çalıştıkları bir tabloyu hediye ettiklerini aktaran Ateş, şunları söyledi:

"Kızım, Cumhurbaşkanımızın Ordu'ya mitinge geleceğini duyunca 'baba ben bunu Recep Tayyip Erdoğan dedeme hediye etmek istiyorum' dedi. Ben de 'tamam kızım' dedim. Tablomuzu bitirdik, sonra da Sayın Cumhurbaşkanımıza kızımla beraber götürüp hediye ettik." 

"Gelecek nesillere daha güzel, daha iyi aktaralım"

Ticari sebepler nedeniyle bu işin genellikle makinelerle yapıldığını belirten Ateş, şöyle konuştu:

"Hatta makinelerle yapıp el işçiliği olarak da söyleyenler var. Buna çok karşıyım. Gelecek nesillere aktarabilmek adına talep olduğu takdirde Türkiye'nin çeşitli yerlerinde eğitim de veriyorum. Öğrenciler yetiştirip, bu iş sadece bende bağımlı kalmasın istiyorum. Gelecek nesillere daha güzel, daha iyi aktaralım diye düşünüyorum.

Ordu’dan dünyaya ahşap sanatı

"Amacım bu sanatı tüm dünyaya yaymak"

Yaptığımız işin kıtalararası ticareti bir şekilde başladı. Ticaretten ziyade ben bu işi asıl Anadolu Selçuklu'ya dayanan bu zanaatı, tüm dünyaya yayabilmek istiyorum. Bunun için biraz zorlanıyorum ama inşallah bu da olacak. Yaptığımız çalışmalar sadece Türkiye'de kalmasın. Ahşap zanaatını dünyada ilk başlatan zaten Türkler. Selçuklu döneminde başlamış. Ama ne yazık ki şu anda biz dünya ortalamasına göre bu konuda biraz daha zayıfız. Bunu en azından dünyada Türklerin ilk başlattığı işi tekrardan canlandırıp dünyaya bu işi kendi desenlerimi, Selçuklu, Osmanlı desenlerini anlatmak için elimizden geleni yapacağım."

Talep üzerine kişiye özel tasarımlar yaptığını dile getiren Ateş, ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere gibi ülkelere birçok ürün gönderdiğini, Türkiye'nin farklı illerine de çalışmalarını ulaştırdığını ekledi.