Henüz çocuk yaştayken çırak olarak çalışmaya başladığı terzi dükkanında, ustasından mesleğin püf noktalarını öğrenen Mustafa Küçükçalık, 1974'te açtığı iş yerinde alın teri dökmeye devam ediyor.

Konya'da yaşayan Küçükçalık'ın 45 yıldır anılar biriktirdiği, çıraklar yetiştirdiği 30 metrekarelik ekmek teknesinden gelen, eski ama tıkır tıkır çalışan dikiş makinesi sesi sokağa ayrı bir hava katıyor.

Terzi yüzüğü, metre, iğne ve makasını elinden düşürmeyen Küçükçalık, sayısız pantolon, şalvar, ceket, gömlek ve pardösü dikti, binlerce eşyanın tamiratını yapıp, sökükleri elden geçirdi.

İlçedeki son terzi

Küçükçalık, eskiden terzilik yapma koşullarının daha zor olduğunu vurgulayarak, tekstil atölyelerinin açılmasının ardından ise mesleğin gerilediğini anlattı.

Orta Toros Dağları'nın çevirdiği bölgenin ortasında, mesleğini ilçedeki son terzi olarak büyük bir özveriyle sürdüren Küçükçalık, öğrenmenin sonunun olmadığını belirtti.

Mesleğe çocuk yaşlarda başladığını söyleyen Küçükçalık, "Hadim ilçesinde yaşamaya başladıktan sonra Torosların söküğünü 50 senedir ben dikerim. 60 senedir terzilik yapıyorum. Mesleğimin 7-8 sene kadarını İstanbul'da, 5-6 yılını da Konya'da geçirdim. Bizim zamanımızda şalvar vardı, onu dikerdik. Kumaş bile zor bulunurdu. Konya’da bir akrabamız vardı onun yanında başladım bu işe. 60 yıldır sürdürüyorum" diye konuştu.

"Mesleğimden gurur duyuyorum"

Mesleğinde çok parlak dönemleri olduğunu söyleyen Küçükçalık, ilçe ve bağlı mahallelerdeki düğün sezonlarında takım elbiseler diktiğini, işlerinin yoğunluğuna kendisini kaptırarak bugünlere geldiğini anlattı.

İşini severek yaptığını belirten Küçükçalık, "75 yaşındayım. Çocuklarımı bu meslek sayesinde büyüttüm. Mesleğimden gurur duyuyorum. Mesleğimi elimden geldiği sürece yapmaya devam edeceğim'' dedi.

Küçükçalık, son yıllarda terzi yetiştiremediği için mesleğin bitme noktasında olduğunu vurguladı.