Elazığ’da meydana gelen 6.8 şiddetindeki depremin ardından çöken ve ağır hasar binaların yanı sıra çok sayıda camide hasar gördü.

Alınan kararlar neticesinde bazı camiler için yıkım kararı alındı ve yıkımına başlandı.

Diyanet-Sen Şube Başkanı Murat Ergen ise konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

ERGEN: BAZI CAMİLERİMİZ İÇİN YIKIM KARARI ALINMIŞTIR

Diyanet-Sen Şube Başkanı Murat Ergen, “24 Ocak 2020 tarihinde ilimizde meydana gelen deprem nedeniyle, yıkılan binalarda birçok vatandaşımız hayatını kaybetmiş veya yaralanmıştır. Depremin ardından Devletimiz şefkatli eliyle yaraları sarmaya başlamış, enkaz altında kalanları çıkarma çalışmaları başta olmak üzere insanların barınma, yeme içme gibi ihtiyaçlarını karşılama konusunda ciddi bir sınavı başarıyla vermiştir. Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ekipleri binaların bir kısmının tespitini yapmış bir kısmının da tespiti yapılmaktadır. İlimiz ve ilçelerinde bulunan camilerimizin de hasar tespit çalışmaları devam etmekte olup, bazı camilerimiz için yıkım kararı alınmıştır” dedi.

ERGEN: GİDEN MAL YERİNE GELİR AMA GİDEN CANIN TELAFİSİ YOK

Başkan Ergen, “Depremin merkez üssü olan Sivrice ilçemizde bulunan Sivrice Merkez Camii’nin, ağır hasarlı olarak tespiti yapılmış, yıkım kararı verilmiş ve içine kesinlikle girilmemesi uyarısı yetkililer tarafından duyurulmuştur. Bunun üzerine Sivrice İlçe Müftülüğü tarafından cami ibadete kapatılmış, geçtiğimiz günlerde de ekipler tarafından camimiz yıkılmıştır. Caminin yıkılma sebebi güvenliksiz olması, çevresindeki binalara daha fazla hasar vermemesi içindir. Güvenlik nedeniyle caminin içine girilmesi mümkün olmadığından, Caminin demirbaş eşyalar çıkarılmamış, insan hayatı tehlikeye atılmamıştır. Ne yazık ki Sivrice ilçesinde bir takım kişilerin İlçe Müftülüğümüze ve din görevlilerimize yönelik Caminin eşyalarının neden boşaltılmadığı şeklindeki saldırılar düzenlediği konusunda aldığımız duyumlar bizi üzmektedir. Aslolan insan hayatıdır. Çökme tehlikesi bulunan bir binaya, ister cami ister okul, ister konut olsun girmek insan hayatını tehlikeye atmaktır. İçeriden alınacak eşyanın değeri ne olursa olsun, bir insanımızın tırnağının kırılmasına değmez. Camiden eşyaların çıkarılmamasını bahane ederek, din görevlilerimize ve müftülüğümüze saldıran bir takım vatandaşlarımızın bu durumunu, yaşanan psikolojik bunalıma bağlıyor ve tüm vatandaşlarımızı sağduyulu olmaya davet ediyorum. Giden mal yerine gelir ama giden canın telafisi yok. Bu gibi konulara enerji harcamak yerine yaralarımızı sarmaya gayret edelim. Unutmayalım ki, devletimiz buradadır ve yaraları en iyi şekilde saracaktır” diye kaydetti.