Araştırmacı Yazar Yücel Can’ın ‘Fırat’ adlı şiir yazdı.

Yazar Can’ın şiirini; Şair, Bürokrat ve Vali Adnan Yılmaz seslendirdi.

CAN: VALİMİN SÜRPRİZİ ANLAMLI VE DEĞER KATAN BİR ÇALIŞMA

Makale, köşe Yazarı, ŞAİR Yücel Can "Benim için önemli olan Kıymetliler, birler bir arada... Fırat, Keban, memleketim, mazim, Elazığ'ım ve bunlara değer katan Mütefekkir, Yazar, Şair, Büyüğüm, Ağabeyim Adnan Yılmaz Valimin sürprizi anlamlı ve değer katan bir çalışma. Fırat ile adeta hasbihal ettiğini, Fırat Nehri ile sözlü sohbetin ses, müzik ve görsel ike sunumunun kendisi kadar Kebanlıları, Elazığlıları da mutlu ettiğini belirten aynı zamanda İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneği Genel Başkanı Yücel CAN, her nerede,  nasıl yaşarsak yaşayalım Fırat, Keban,bHarput, Elazığlılar, tarih asla unutulmaz, unutulamaz. Küçük anlamda köyüm, ilçem, ilim, memleketim benim için vatandır” dedi.

CAN’IN ŞİİRİ ŞU ŞEKİLDE

CENNETTEN GELEN SU;  FIRAT NEHRİ...

Ey suyu cennetten gelen Fırat...

Hadisi Şerife konu olan Fırat...

Vatanıma hayat olan Fırat...

Suyu ak, pak, berrak ve içinde hayat ve hazineler barındıran Fırat...

Rengi, tadı ile bir başka olan Fırat...

İçinde bin bir hayat ile cana can katan Fırat..

Sen hayatın kendisisin, abı hayatsın Fırat...

Sen eli vurulduğunda çarpan altınsın Fırat...

Vatanımın candamarısın fedakar Fırat...

Sen zenginlik fakiri çağları aşansın Fırat...

Ben, seni hiç unutur muyum Fırat?

Çocukluğumun arkadaşı, anılarımın sırdaşı Fırat...

Sen ağıtlara, türkülere konu olan, gönül ikliminin hayatı, sınırları aşan Fırat...

Dedim ya Fırat Seni unuttum sanma sakın, seni unutmak nankörlüktür Fırat...

Hatırlar mısın sende balık tutardım, o ne kezzetli tattı  Fırat!

Savaklar açılıp sular çağladığında balık toplardık ya Fırat!

Sen tertemiz berrak iken huzur verirdin ya Fırat!

Hani ta o dolgunun en baş kısmında hem de hazırlıksız olarak seni soluma alarak koşmuş, Seni izleyerk de birinci gelmiştim ya Fırat...

Dağlarında seni tefekküre dalardım ya Fırat...

Seni terk edip tünelin karanlığında yine seninle aydınlığa çıkmıştım ya Fırat!

Adım Fırat olmasa da sen benim, ben ise Sen Fırat,

Beni şu dünyanın kirliliğinden temizle Fırat,

İnsanların ise samimiyetsizliğini temizle Fırat,

Gürültüden şelale sesinle rahatlat Fırat...

Seni öyle öskim ki Fırat...

Unutma mekanlar, alanlar uzak olsa da, ırak olsam da Sana çok yakinim Fırat...

Biliyorum anlaşılamadığın, vefasız davranıldığı için Benim gibi üzgünsün Fırat...

Madem dünya fani değmiyor alaka kalbe de Fırat...

Bak ben de çok ezildim, örselendim ama şükürle daha güçlüyüm ey Fırat...

Madem Allah var, imkan da var de ey Fırat...

Bak yine çağlıyorsun, bazen saf, berrak ve durgun bir şekilde Ya Hu, Ya Allah diyorsun ey Fırat...

Allah bize yeter ey lezzeti ve manası cennetten gelen Fırat...

Sen cennetin numunesi, Ben seninle hayatın bulan o güzel memleketin, cennet vatan hizmetkar evladıyım ey Fırat...

Sınırlar ötesi bir hakikat ve sınır tanımaz bir coğrafyanın kendisidir Fırat... Dili Can'dan CAN'ca”