İSTANBUL (AA) - Deloitte, iş dünyasında yapay zeka alanındaki gelişmeleri ve öne çıkacak ana trendleri ortaya koymak amacıyla 'Teknoloji Trendleri 2026' raporunun sonuçlarını paylaştı.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, rapor, yapay zekanın iş dünyasında 'deneme ve kanıtlama' aşamasından çıkarak ölçekleme ve ölçülebilir etki dönemine girdiğini ortaya koymayı amaçlıyor.

Deloitte'un 17'nci kez yayımladığı rapor, yapay zekanın kurumsal teknolojinin hiçbir köşesini 'dokunulmamış' bırakmadığına değinerek, gelecek 18-24 ayda iş dünyasının gündemini şekillendirecek birbirine bağlı ana trendler ve yapay zeka ilerledikçe izlenmesi gereken kritik sinyallere ilişkin içgörüler sunuyor.

Rapora göre, üretken yapay zeka, yaklaşık 100 milyon kullanıcıya iki ayda ulaşarak yeni teknolojilerin benimsenme hızında yeni bir eşiğe ulaştı.

Yapay zeka tarafından oluşturulan yanıtlar, geleneksel web sitelerine tıklama oranlarını üçte birden fazla azalttı. Yapay zeka platformları, organik trafiğin yüzde 6,5'ini yönlendirirken, bir yıl içinde bu oranın yüzde 14,5'e ulaşması bekleniyor.

Yapay zeka girişimleri, geliri 1 milyon dolardan 30 milyon dolara çıkarmada 'Hizmet Olarak Yazılım' (SaaS) şirketlerine kıyasla 5 kat daha hızlı ölçekleniyor.

Benimseme hızı ve 'yatırım-altyapı-veri' döngüsü, inovasyonu bileşik şekilde hızlandırıyor. Hızın gerisinde kalmamak için kurumların süreçlerini yalnızca otomatize etmek yerine yeniden tasarlaması gerekiyor.

Rapor, teknoloji fonksiyonunun yalnızca otomasyondan ibaret olmayan şekilde yeniden kurgulandığını, yapay zeka işbirliği tasarımı, 'uç yapay zeka' (edge AI) mühendisliği gibi yeni rol ve yetkinliklerin yükselişe geçtiğini aktarıyor.

Yapay zeka endüstriyel robotlardan otonom sistemlere uzanan bir hatta somut değer üretiyor. Amazon'un bir milyonuncu robotunu devreye alması ve şirketin yapay zeka modeli DeepFleet'in depo içi seyahat verimliliğini yüzde 10 artırması gibi gelişmeler, 'fiziksel yapay zeka' dalgasının hızlandığını gösteriyor.

Yapı Kredi CDP 2025 Global A Listesi'ne iki programıyla girdi
Yapı Kredi CDP 2025 Global A Listesi'ne iki programıyla girdi
İçeriği Görüntüle

Raporda yer alan tahminler, 2035'e kadar iş yerlerinde 2 milyon insansı robot kullanılacağını, bu robotlar için toplam adreslenebilir pazarın 2050'ye kadar 1,4-1,7 trilyon dolar bandına ulaşacağını gösteriyor.

- 'Aracı tabanlı' iş gücüne hazırlanılıyor

Birçok kurum, mevcut süreçlerin otomasyonuyla yetinmesi nedeniyle 'aracı tabanlı' (ajantik) yaklaşımlarda pilot uygulamalardan üretime geçişte zorlanıyor. Lider organizasyonlar ise 'aracı öncelikli' (agent-first) yeniden tasarımla yönetişim ve maliyet (FinOps) yönetimini birlikte ele alıyor.

Deloitte'un anketine göre, kuruluşların yüzde 11'i aracı sistemleri ölçekli şekilde kullanıyor. Yüzde 38'i pilot aşamasında bulunurken, yüzde 42'si aracı stratejisi konusunda yol haritası geliştirdiğini belirtiyor. Yüzde 35'inin ise resmi bir stratejisi bulunmuyor.

Kuruluşların yüzde 64'ü iki yıl içinde yapay zeka yatırımlarını artırmayı planlıyor. Teknoloji bütçelerinde yapay zeka payının da ortalama yüzde 8'den yüzde 13'e yükselmesi bekleniyor.

Yapay zeka çıkarım maliyeti iki yılda 280 kat düşse de kullanım hacminin hızla artması nedeniyle şirketlerin toplam harcaması büyüyor ve yüksek hacimli iş yüklerinde bulut maliyetleri kritik eşiklere ulaşıyor. Bu nedenle kurumlar, bulut, kurum içi (on-prem) ve uç bileşenlerini birlikte ele alan hibrit mimarilere yöneliyor.

Raporda, 2028'e kadar yapay zeka araçlarının kullandığı verilerin yüzde 80'inin sentetik veriden oluşacağına da işaret ediliyor.

- 'Yapay zeka temel bir altyapı katmanına dönüştü'

Açıklamada görüşlerine yer verilen Deloitte Türkiye Teknoloji ve Dönüşüm Hizmetleri Lideri Hakan Göl, iş dünyasında yapay zeka gündeminin deneme yapmaktan ölçeklemek ve kalıcı değer üretmek aşamasına geçtiğini belirtti.

Göl, Teknoloji Trendleri 2026'nın, yapay zekanın ürün ve hizmetlerde 'elektrik' gibi temel bir altyapı katmanına dönüştüğünü net biçimde ortaya koyduğunu vurguladı.

Liderlerin, rekabette farklılaşmanın anahtarı olarak yapay zekayı otomasyon, inovasyon ve hızlanmayı sağlamada kullandığını aktaran Göl, şu değerlendirmelerde bulundu:

'Başarı için gelişmiş teknolojiden fazlası gerekiyor. Kurumların süreçleri yalnızca otomatize etmesi değil, yeniden tasarlaması, yatırımları iş çıktılarıyla ilişkilendirmesi ve hızlı uygulama yapması gerekiyor. Birçok işletme 'aracı tabanlı' yapay zeka uygulamalarından kayda değer bir dönüşüm görmüyor, çünkü operasyonlar temelden yeniden tasarlamak yerine mevcut süreçler otomatikleştiriliyor. Oysa önde gelen kuruluşlar, 'aracı öncelikli' süreç yeniden tasarımını benimsiyor, çoklu ajan (agent) orkestrasyonu uyguluyor ve ajanları, özel yönetim çerçeveleri gerektiren silikon tabanlı bir iş gücü olarak ele alıyor. Bu, ajanların işe alıştırılması, performans takibi ve FinOps maliyet yönetimini kapsıyor.'

Hakan Göl, geleceğin, kademeli otonomi seviyelerine, 'hibrit insan-dijital' iş güçlerine ve sürekli öğrenme için ajanların ürettiği verilerden yararlanmaya işaret ettiğini, bu durumun işletmelerin çalışma ve rekabet biçimini dönüştüreceğini aktardı.

Şirketlerin, aracı tabanlı sistemlerden fiziksel yapay zekaya, altyapı ekonomisinden siber güvenliğe kadar pek çok başlıkta kritik sorularla karşılaştığına değinen Göl, 'Şirketler, hızla büyüyen bu kapasiteyi nasıl yönetecek, nasıl yönetişim altına alacak ve nasıl sürdürülebilir şekilde ölçekleyecek? Teknolojik değişimin hızı kökten değişti ve bu kalıpları erken fark eden kuruluşların uyum sağlamak için zamanı olacak. Başarı, kademeli değişim yerine, sürekli evrimi benimsemeyi ve operasyonları cesurca yeniden hayal etmeyi gerektiriyor.' ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA