CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Kanal Fırat televizyonunda Zeki Akbıyık ile Gündem programının canlı yayın konuğu olarak Elazığ gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Milletvekili Gürsel Erol Hazar Şiir Akşamları töreninde yaşanan protokol sorununa değinerek protokol düzeninin uygun olmadığını belirtti.

Milletvekili Gürsel Erol açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
“Bilal Erdoğan Bey dün geldi mesela, sonuçta ne olursa olsun, bir spor federasyonunun başkanı... Bir de bu Hazar Şiir Geceleri'nin en azından yapılması ile ilgili hem maddi hem manevi inanılmaz katkı sunmuş. Ve çok güzel bir festival etkinliği, yani Hazar Şiir Geceleri'nin içeriği, sunumu, o Türki devletlerinin oyunları, koreografileri, dansları son derece etkileyiciydi. Etkilememek mümkündü. Ne güzel Elazığ'ımızda bir sosyal etkinlik. Şimdi buna katkı veren birisine, ya ben Elazığ'da ev sahibiyim, ya ben bir tek şeylere değil, siyasetçilere değil, ben bürokratlara da aynısını davranıyorum. Bilal Erdoğan Bey dün geldi ben de gittim.. İlimize hoş geldiniz dedim. Güzel bir sohbet ettik. Yani bu şehirdeki birliktelikten bahsettik. Arkasından işte salona geçtik. Bunlar nezakettir. Yani biz düşman değiliz ki. Bizim aramızda bir namus meselesi, bir kan davası yok ki. Biz siyasi mücadele veriyoruz.
“BİRİNCİ SIRA MİLLETVEKİLİ DİYE BİR ŞEY YOKTUR”
Güzel bir geceydi. Programın içeriği son derece güzel hazırlanmıştı. Ama buradan gördüğüm bir takım aksaklıkları da hem uyarayım, hem sitem edeyim. Şimdi şöyle, bu ilde bir protokol krizi var. Bir protokol krizi var. Şimdi bir defa ben dahi bu ilde mevkisi, makamı ne olursa olsun herkes haddini de yerini de bilecek. Ben Elazığ'dan seçilmiş bir milletvekiliyim. Cumhuriyet Halk Partisi'nin milletvekiliyim. Milliyetçi Hareket Partisi'nde bir arkadaşım milletvekili. AK Parti'den üç milletvekili arkadaşım var. Hepimiz halkın oyuyla seçildik. Hepimizin kendine göre de siyasette emeği vardır. Bedel ödemişliği vardır. Devlet protokolünde de yerimiz bellidir. Yani illerde, il protokolünde, devlet protokolünde biz validen sonra geliriz. Türkiye protokolünde de biz validen önce geliriz. Bizim bir şey icat etmemize gerek yok. Zaten resmi devlet protokolü vardır. O resmi devlet protokolüne göre de ona göre düzen kurulur. Evet. Ayrıca partilerde liste bir, birinci sıra milletvekili kavramı da yoktur. Böyle bir şey yok. Bu bizim Erol Keleş'in icat ettiği bir şey. Böyle bir şey yok. Erol Hoca kendi kendine akademik kariyerini, ünvanını, aklını, zekasını kullanarak tabii o AK Partili sorunu. Benim sorum değil. Siyasette iki gelenek vardır. Birinci gelenek parti protokolünde eğer genel merkez düzeyinde bir milletvekilinin yani diyelim ki burada işte üç milletvekili var. Bu üç milletvekilden birisinin partide herhangi bir yönetici şeyi varsa, ünvanı varsa parti protokolünde diğer milletvekillerin önünde gelir. Eğer üçünün de herhangi bir yetkisi ünvanı yoksa orada da parti içerisinde değil, milletvekilindeki kıdemine göre değerlendirilir. Birisi iki dönemdir, diğeri üç dönemdir. Ona göre değerlendirilir. Bu bürokraside de böyledir. Ona göre değerlendirilir. Ejder Bey'in olması gerekiyor. İki dönem yapmış yani. Şimdi ben onların parti içerisinde bir görevleri var mı bilmiyorum. Ejder Bey mecliste görevli. Plan bütçe komisyonunda ama Mahmut Nazırlı ile Erol Hoca'nın partide bir görevi, üst düzey bir genel merkez görevi var mı bilmiyorum. Ama yoksa, yani burada en kıdemlisi aslında Ejder Açıkkapı oluyor. Çünkü ikinci dönemi. Yani devlet protokolü bunu tarif etmez ama gelenek budur. Kıdemli olandır.
Şimdi mesela ben 3 dönemdir milletvekiliyim. Kendi partimden ikinci milletvekili olsa kıdem bendedir. Ama benim kıdemim diğer partiler için geçerli değildir. Niye değildir? Çünkü devlet protokolü der ki, iktidar partisi birinci parti, ikinci parti, üçüncü parti grubu olan diye gider. Yani AK Parti, CHP, MHP. Şu anki sıralama bu. Yani Millet İttifakı'ndan dolayı Semih Bey'im önüme geçemez. Partilerimize göre sıralanırız. Şimdi bu Erol Hocayı, uyarmak istiyorum çünkü artık bu kriz belli bir noktaya geldi. En azından birinci sıra milletvekili diye bir şey yoktur arkadaş. Üç partinin de liste biri vardı seçime giderken. MHP'den Semih Bey, CHP'den ben, AK Parti'den de Erol Hoca. Bu önemli değil. AK Parti kendi içerisinde milletvekilleri bunu kabul etmese benim sorunum değil. Ama benim olduğum yerde bir ilin, birinci sıra milletvekili diye bir kavram yoktur. Bu da yalan dolandır, uydurmadır. Yani birinci sıra, ikinci sıra, üçüncü sıra diye milletvekili tanımlaması ne devlet protokolünde vardır, ne parti protokolünde vardır.
Şimdi bana göre olması gereken protokol sıralaması diğerlerinin genel merkezde bir ünvanı yoksa kıdemden dolayı valinin yanında oturması gereken Ejder Açıkapı'dır. Yaşı itibariyle de onun yanında Erol Hoca'dır. Arkasından Mahmut Nazırlı'dır. Arkasından ben, benim yanımda Semih Bey. Sıralama böyle gider. Normal sıralama böyledir.
Hazar Şiir Akşamları son derece güzel bir içeriğe sahip. Ama protokol tam bir rezalet. Devlet geleneğine uygun olmayan baştan sağma bir protokol oturtması var. Bizi ip gibi dizmişler, ayaklarımızı basacak yer yok, önümüzde sehpa yok. Valim beni de iyi tanır, devlet geleneğini de bilirim, devlet uslubunu da bilirim. Öyle çok dilimi de sertleştirmek istemem. Ama bu benim milletvekilliği protokolüyle ilgili gördüğüm yanlış davranışla ilgili son uyarımdır. Benim olduğum yerde, eğer bir daha aynı tabloda karşılaşırsam ben orada sesli bir şekilde müdahale de ederim. Oradaki gerginliği de ne boyuta giderse gitsin yapamaz. Elazığ'ın seçtiği milletvekilinin kendi özgür gücünü kimse yok sayamaz. Kimse sayamaz. Biz Elazığ halkını temsil ediyoruz. Oradaki o hareket bana yapılmış değil. Elazığ halkına yapılmış. Çünkü ben kimim? Elazığ milletvekiliyim. Bak milletin vekiliyim. Benim olduğum yerde devlet protokolüne uygun davranılacak. Herkes haddini bilecek. Dünkü tablo çok kötü bir tabloydu. Öyle bir protokol düzenlemesi olmaz. Asla olmaz. Oradan kalkıp gitmemeyi şundan dolayı istedim. Semih Bey'le de yan yana otururken konuştum. Şimdi dedim ki bak buradan gidersek dedim. Sanki bunu boykot ediyormuşuz gibi yanlış bir algı yaratır. Oturalım dedim. Yani ben Semih Bey'le bir sohbetimiz geçti ve oturduk.”

“PLAKET TÖRENİNDE DE SORUN YAŞANDI”
Gürsel Erol, ayrıca plaket töreninde de kendilerine yer verilmediğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Törende son olarak plaket törenine geçildi. Plaket töreninde de sorun vardı. Milletvekili olarak yalnızca AK Parti'den Ejder Açıkkapı ve Erol Keleş plaket verdi. Ne Mahmut Nazırlı, ne ben, ne de Semih Bey. Bize plaket verme törenin de bize yer verilmedi. Şimdi eğer bir protokole bizi davet ediyorsanız ve o protokolde, o protokolün içerisinde plaket verilmesi programı varsa ve bizim plaket vermemiz planlanmışsa bize önceden bilgi vereceksiniz. Yani diyeceksiniz ki plaket törenimiz de var. Siz şu şahsa plaket de vereceksiniz. Bilgilendirmemiz lazım. Mesele benim meselem değil. Şimdi 5 milletvekilinin ya 5'i de vermez, ya da verirse 5'i de verir. Şimdi AK Parti'ye bile bir ayrımcılık yaptılar. Yani 2 kişi verirken Mahmut Nazırlı niye vermedi? Gerekçesi ne? Mahmut Nazlı niye vermedi? İşin ciddiyetsizliğinden kaynaklı, böyle hoş olmayan bir durum yaşadık. Ve ben bunun üzerine Harput'taki yemeğe de katılmadım. Canım da çok sıkıldı.”

“BU DÖNEM BİRLİKTELİĞİ YAKALADIK”
Milletvekilleri arasındaki birlikteliğe de değinen CHP Milletvekili Gürsel Erol, “Şuanda milletvekilleri arasında çok güzel bir birlikteliğimiz var. Ben geçen dönemde hep söyledim. Bir partide bir milletvekili ile 5 milletvekili olması arasında fark yok dedim. Ya hatta ben bu seçim kampanyamda gittiğim her yerde eğer CHP'ye oy vermiyorsanız, MHP'ye oy verin, Yasemin Açık'a oy verin. Yani farklı insanlar da parlamentoya gelsin ki biz hepimiz bir konuya aynı bakış açısına bakmayalım. Hepimiz aynı şeyi görmeyelim. Göremediğimizi diğeri görsün, aksaklığı, bizi yönlendirsin, o soruna hep birlikte sahip çıkalım. Mesela Semih Bey'in milletvekili olmasının bu avantajı var. İki konuda da mesela talebi var. Doğru talep, ikisi de doğru talep, farklı talep. Ve beşimiz bu konuda bir araya geldik. Şimdi ama geçen dönem mesela 27. dönemde ben bunu yakalayamadım. Defalarca televizyon programlarında anlattım. Dedim ki arkadaşlar bakın, iktidar partisinin milletvekili olarak bir yere gittiğinizde doğal olarak talebiniz, tarzınız o partiden olduğu için daha sınırlayıcıdır. Ama sizin söyleyemediklerinizi ben söylerim. Sizin konuşamadıklarınızı ben konuşurum. Ve muhalefet partisinin de iktidar partisinin taleplerine destek verip talep ettiği zaman karşıdaki bakanı da bürokratı da etkileriz.. Karşı tarafı ikna ederiz. Geçen dönem bu birlikteliği yapamadık, ama bu dönem bu birlikteliği çok güzel yakaladık. Bu birlikteliğimiz de devam edecek”

MİLLETVEKİLİ SEMİH IŞIKVER CANLI YAYINA BAĞLANDI
Programın ilerleyen dakikalarında MHP Elazığ Milletvekili Semih Işıkver de canlı yayına telefonla bağlanarak Erol’a destek verdi. Işıkver şu ifadeleri kullandı: “Gürsel vekilimiz serzenişinde haklıdır. Biz bugün 81 ilde parmakla gösterilebilecek bir birlik, beraberlik sağlıyoruz. Ben de Sayın Milletvekilimizin bir kardeşi olarak, parti ayrımı gözetmeksizin, aynı masada oturduğu bir kardeşi olarak şunu istirham ediyorum. Bir eksik varsa, bir kusur varsa da, yani birinci, ben de, benim de mağduriyetimi anlatıyor milletvekilimiz. Konuştuğu her şey A'dan Z'ye doğrudur ama ben de Sayın Milletvekilimizden, saygıdeğer abimden, kardeşi olarak şunu istirham edeceğim. Bu birlik beraberlik devam etsin. Bir eksik varsa, bir kusur varsa, abi ben de ikinci mağdur olarak bütün kusuru da bütün mağduriyetleri de üzerime alıyorum. Gel abi bu işi bitir, bizim bu birlik beraberliğimiz devam etsin. Bir kusur varsa da, bir eksik varsa da önümüze bakalım. Protokol kriziyle ilgili Gürsel Bey'in bu konudaki tecrübesi daha çok. Üçüncü dönem milletvekilliğini yapıyor. Ejder Bey ikinci dönem milletvekilliğini yapıyor. Erol abinin de, Mahmut Bey'in de inanın siyasette böyle siyaseti sanat olarak icra edebilecek kadar kabiliyetleri var. Elazığ'ın menfaatine kullanabildiğimiz bir hizmet icra ediyoruz. Onun birinci mimarı Sayın Milletvekilimizdir. Ama valimiz de iyi bir insandır. Gürsel milletvekilim de bunu kabul edecektir. Hakikaten temiz bir insandır, Anadolu insanıdır. Elazığ'a da samimiyetle hizmet etmeye çalışıyor. Bu itibarla bu değerlendirmeleri de Sayın Milletvekilimizin yapacağını düşünüyorum.”

MİLLETVEKİLİ MAHMUT RIDVAN NAZIRLI: PARTİ AYIRMADAN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Öte yandan programa mesaj yoluyla katılan AK Parti Elazığ Milletvekili Mahmut Rıdvan Nazırlı ise “Uçağa bindiğim için bağlanamıyorum. Tüm vekillerimi seviyorum. Bağlanamadığım için özür diliyorum. Biriz beraberiz. Vatandaşlarımız bize güvensinler. Parti ayırmadan çalışmaya devam edeceğiz. Vekillerimiz benden yaşça büyükler. Hepsinin ellerinden öperim.” Dedi.





